22 Şubat 2012 Çarşamba

Yok böyle aile

Demiştim daha önceden de benim ailem bir gariptir diye. Biraz önce "Zenne" adlı filmi izledik. Öncelikle bayıldığımı söylemeliyim kesinlikle. Filmin sonunda gözyaşlarımı tutamadım... Ülkemizin bu halde olması beni gerçekten çok üzüyor...

Neyse hiç üzücü konulara girmek istemiyorum şimdi, o yüzdeeeennn asıl meseleye dönüyorum.

Efendim filmin ortasında en heyecanlı yerlerinde babamın konuşma alışkanlığı vardır (aslında bizim aileye özgü bir şey bu galiba). Sürekli bölünüp durdu güzelim film. Ben de tabi sinirlenip: "Noluyor sana yaaaaa 50li yaşlara giriyorsun diye iyice çocuklaşıyorsun" dedim. Sonra olanlar oldu: Babam anneme dönerek: "Ben Mezopotomya'ya mı giriyorum Selma acaba?" dedi. Tabi bunu şaka olarak söylüyor asıl söylemek istediği andropozdu. Ama annem -anlamadı mı yoksa filme o kadar dalmıştı da umrunda mı olmadı bilmiyorum- aynen şu cevabı verdi: "Hayatım sen Mezopotamya'ya değil normal hayata giriyorsun".

Allah aşkınıza elinizi vicdanınıza koyun ve bana dürüstçe cevap verin:
Böyle bir aileye sahip olan bir çocuk nasıl normal biri olabilir?!

Annem ve babama burdan saygılar ve sevgiler... Sizi çok seviyorum dostummmm

10 Şubat 2012 Cuma

Elveda

Çok değer verdim, çok değer verdiğim için de böyle oldu...
Kardeşim olmadı benim, ne kardeş, ne abla-abi. O yüzden de arkadaşlığa çok önem verdim, o kadar önem verdim ki onları kendimden çok önemsedim. Bazılarının sınıflarını geçmelerine yardımcı olayım derken hocalarımın gözünden düştüm, kendi ödevlerimi yapmadığım halde gidip onlara yardım ettim -aman yazıktır yapamaz mantığı ile- Sonra kendime zaman ayırmaya başlayınca da arkadaşlıklarını kesip arkamdan atıp tutmaya başladılar. Umursamadım ama ben umursamazken benim çevremdekiler bu saçmalıklara kulak vermeye başladılar.
Bazıları -neden bilmem- okudukları okulu, bölümü bize yanlış(!) söylediler, kendi çaplarında hayali bir dünya yarattılar ve bizi o dünyaya dahil ettiler. Diğerlerinin arkamdan çevirmediği iş kalmadı, bana inanacaklarına gidip doğru düzgün tanımadıkları insanlara inandılar. Ama ben yine dayanamadım salak gibi onları öyle kabul ettim. Ta ki çok başka bir olayın gerçek yüzünü öğreninceye kadar. Geçen gün öğrendiğim şey benim için tamamen tüm değer yargılarımı sorguya çektirecek bir şey oldu. Arkadaşlık dediğimiz bu olay o kadar da basit olmamalı, zayıflık anında unutulmamalı... Şu ana kadar herkesle aramı yeterince iyi tutmaya çalıştım ne için? Bilmem, büyük ihtimal tek çocuk olmamdan dolayı... Ama geçen gün yaşadığım olayda çevremde ne kadar az "arkadaş" olduğunu öğrendim malesef. En yakınlarım diye adlandırabileceğim insanların benden bir şeyler gizlemelerinden bıktım usandım artık.
Sadece şunu biliyorum: Bir daha eskisi gibi olamam, çünkü bu kadar yeter. Kendimi daha fazla üzemem ve kimse benden daha önemli değil...
Varsın yanımda bir elin parmağını geçmeyecek kadar arkadaşım olsun, önemli olan onların bana sadık kalıp gerçek yüzlerini göstermeleri.

O yüzden tüm sahtelere burdan elveda... Eğer siz beni üzmeseydiniz şimdiki Elvin asla olmayacaktı. Teşekkürler her şeye rağmen...

Her şeye inat

Tamam başıma şu günlerde bir ton olay gelmiş ve olaylar sinirimi bozmuş olabilir ama hiç önemli değil. Antalya'dayım ben ya! Güneş var burada arkadaş! İçim içime sığmıyor resmen, meğer nasıl sıkılmışım Hamburg'un gri havasından, nasıl bunalmışım. Tabi şu an hava değişikliğinden hasta bir şekilde yatağımda yatıyor olmam hiçbir şeyi değiştirmez... Ne olursa olsun evde kalmaya niyetim yok. Ha ayağım mı acıyor? Evet olabilir, hatta belki yürürken cadde ortasında ağlatıyor hüngür hüngür, o da önemli değil... Şu 2 ayımın tadını deli gibi çıkaracağım, tez yazmam da, salak insanlar da, hiçbir şey engelleyemez bunu...

Çok özlemişim be...