22 Eylül 2015 Salı

Bir Hastanın Günlüğü

Yine, yeniden hastayım! Şaşırmıyoruz artık, ee hep hastayım -kafadan olayını saymıyorum- grip olmaktan bahsediyorum. Daha geçen gün Malou beni merak edip "Havalar soğudu, iyi misin diye sormak istedim." diye ses kaydı göndermiş, utandım valla hastayım demeye. Adaçayı içmekten içimde adaçayı ağacı çıkacak. Bıktım vallahi! Yaklaşık 4 gün boyunca tavuk suyuna çorba içip durdum. Şimdi de değişiklik olsun diye ev arkadaşımın yaptığı bal kabağı çorbasını içiyorum. Öksürmekten ciğerlerim falan çıkacak ama n'apayım. E ben de böyleyim. Her kadın her ay nasıl regl oluyorsa, ben de onun üstüne bir de grip oluyorum. Sonra tadını çıkarabileceğim iki hafta kalıyor geriye. Onda da depresyona girmezsem havadan ötürü güzel güzel yaşayıp gidiyorum.

Beni hep bu Hamburg'un havası delirtti. Çok seviyorum, deli seviyorum ama nefret de ediyorum havasından. Hani aşk ve nefret ilişkisi vardır ya, hep uçlarda yaşadığım için zaten hayatımda olan bu ilişki, yaşadığım şehire de yansıdı ister istemez. Arada bir güneş açıyor, sonra ben açılıyorum, sonra da hasta oluyorum. Enteresan bir şekilde, sürekli yatmaktan olsa, demin bir enerji geldi; durduramıyorum kendimi. Ada çayımı içerken bir yandan da Athena'dan "Ben Böyleyim"i dinleyip mutfakta dans ediyorum. Amaaaaan... Hayat arada yaşanılası yahu, hasta olsak bile.

Hadi salyalı sümüklü öptüm :*