5 Temmuz 2014 Cumartesi

Time goes by fast

Dün değil miydi Almanya'ya taşınışımız? Aspendos'ta Pagliacci konserinden sonra deli gibi ağlayıp arkadaşlarımla -gereksiz yere erkenden- vedalaşmamış mıydım? Almanca öğreneceğiz diye babamla Tömer'e gidip, eve döndüğümüzde Cnbc-e'den kaydettiğimiz Heidi'yi izlemiyor muyduk? İlk ezberlediğim kelime ungefähr idi. Dün gibi hatırlıyorum mesela post-ite yazıdığımı bu kelimeyi. Hayatımın en kalın kabanını alışımı...
Nasıl oldu da 11 sene geçti üstünden? Hangi ara? Uyuyup uyandım mı? Rüya mı gördüm? Zaman nasıl bu kadar çabuk geçebiliyor? Okuma yazma bilmeyen Eray'dan Almanca öğrenirken şimdi yüksek lisansımı Alman edebiyatı üstüne yapıyorum.
Mezun olalı bir sene olmuş. Hamburg'a taşınalı bir sene olacak... 2. dönemim bitiyor haftaya. Hayatımızı yeterince yaşayamadan, salak salak sorunlarla uğraşıyorken zaman bizi beklemiyor, geçip gidiyor. Minikler büyüyor, büyükler hayatımızdan çıkıp gidiyor. Biz napıyoruz? HİÇBİR ŞEY! Ölümsüz müyüz peki? Dünya'yı "yönetirken" unuttuğumuz nadir(!) şeylerden biri ölümlü olmamız. Her zaman "Daha dikkatli olacağım, şu şu şu kişilere daha vakit ayıracağım." desem de hiçbir zaman öyle olmuyor. Senelerdir görüşmeyi planladığım ama görüşemediğim arkadaşlarım var. Gitmek istediğim ama "Off yarın giderim yaa." dediğim müzeler, sergiler var.

Daha çok yazmak isterdim ama şu an arkadaşlar aradı ve bekletmeye hiç niyetim yok: Sonuçta zamanı boşa harcamamak lazım :*

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder