31 Aralık 2016 Cumartesi

Sevemedim seni 2016

2016 için çok umutlarım vardı, 2015'in son aylarında eski ilişkisinden çok çekmiş biri olarak tüm güzel enerjimi 2016'nın dilekleri için harcadım. Ama yeni yıla girişimiz bile olaylıydı. Ailem dediğim insanlardan biri ile Hamburg sokaklarında kavga ettim. Dakika bir gol bir hesabı.

2016 benden çok şey götürdü... 2013 için lanetli yıl derken, başka bir yılın benim için aynı kötülükte veya daha kötü olacağını hesap etmemiştim.

2016'da en çok ülkem için ağladım. Uzakta olmak insana çok koyuyormuş onu öğrendim. Her patlamada yaralı ve ölü listesine bakmak insanın üstesinden gelemeyeceği travmalara yol açıyormuş. "İçeri" giren gazeteciler, yazarlar, bilim insanları, politikacılar ve hiç suçu olmayan sadece eleştiren insanlar... Her biri için döktüğüm gözyaşını sayarsak neredeyse 2013'e eşitlenebilir. Galiba 2016 en umutsuz olduğum yıl oldu.

2016 benim en yalnız hissettiğim ikinci yılımdı. Tüm arkadaşlarımın, ailem dediklerimin Hamburg'dan ayrılmaları ile yapayalnız kaldım ve böylece Türkiye'ye taşınma kararı aldım. Hamburg'un miadını doldurduğunu hissediyordum, nitekim işler istediğim gibi gitmedi ve sonunda aslında bunun benim için birileri tarafından verilmiş en doğru karar olduğunu farkettim.

2016'nın bana kattığı tek güzel şey Hamburg Film Festivali görevim sırasında geleceğim ile ilgili farkına vardığım gerçeklerdi. Seneler önce Almanya'ya gelme hevesi ile vazgeçmek zorunda kaldığım hayallerime tekrar kavuştum. Beni neyin mutlu ettiğini öğrendim ve bunun peşinden gitmeye başladım. Daha somut adımlar atmış olmasam bile sadece kafamda verdiğim kararla geleceğimi etkileyebilecek kişilerle tanıştım.

2016 bana çevremdeki hastalıklar ve ölümlerle hayatın ne kadar boş olduğunu ve benim aslında ne kadar boş şeylere üzülüp ağladığımı öğretti bana. Ha ağlamaktan vazgeçtim mi? Hayır. Ama 2016 bana kanser şokunu Mert üzerinden tekrar tekrar yaşattı. En nefret ettiğim, en kötü anılarımın sahibi olan kanser benim çok sevdiğim arkadaşıma 3. kez uğradı!

2016'da sevgi bitince duygusuz olabildiğimin farkına vardım. Ve çok tolere ettiğim insanlara karşı bile bir saniye içinde duygularımın tükendiğini gördüm. Hiçbir şey olmamış gibi yoluma devam ettiğimi gördüm. Tabi ki onarılması zor yaralarla....

2016 bana yaşadığım ilişkilerin bir kısır döngüye dönüştüğünü ve bunun için benim bir şeyler yapmam gerektiğini öğretti. Ne yaparsam yapayım sonunun aynı olduğu ilişkiler... En huzurlu ve belki de güvende olduğumu düşündüğüm an 100. kattan düşüyormuşum gibi hissettiğim ilişkiler.

Ama 2016 aynı zamanda bana kendimi olduğum gibi sevmek için bir adım atmama yardım etti. Ve belki de hayatımın en zorlu yolculuğuna çıkacağım bir yıl olacak 2017. Kendime doğru yol alacağım, Elvin ile tanışacağım.

2016 belki takıntı haline getirdiğim, belki de kopamadığım insanlardan kopmam gerektiğini gösterdi bana, "Saçma hayallerin peşinden koşma!" dedi bana. "Gerçekçi ol!".

Hadi git artık lanetlenmiş yıl. Yine de ne olursa olsun sana teşekkür ederim. Bana bütün bu tecrübeleri yaşattığın için. Her ne kadar ağlamaktan gözyaşımın kalmadığı bir sene olsa da en azından hayallerimi geri verdin bana.
2017'ye toz pembe hayaller ile girmeyeceğim, 2017'den tek isteğim tüm sevdiklerimle mutlu ve huzurlu olmak. Ve hayallerimi gerçekleştirebileceğim gücü bulabilmek.

Kim bilir 2017'nin yazısını seneye Berlin'de tekrar "ailem" ile buluştuğum yerde yazarım...